SOMALİ’DEKİ MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZ AÇLIKTAN ÖLÜYORLAR
Cenab-ı Hak Teala hazretleri buyuruyor ki!
“Sizin veliniz ve yardımcınız ancak Allah’la onun peygamberidir; bir de iman edenlerdir ki, onlar, Allah’ın emirlerine boyun eğerek namaza devam ederler ve zekât verirler.” (Maide Suresi – 55. Ayet-i Kerime)
Muteber ve meşhur kelamı kibarda dost kara günde belli olur denmiştir. Kardeşlik uhuvveti iman bahsindendir. İnsana en ağır musibetler düşman esaretinde ki zilletin getirdiği korku ve kıtlık, kuraklık gibi afetlerle meydana gelen açlıktır.
Müminlerden bir topluluk böylesi musibetlere uğradığında muktedir ve mükellef olduğu halde gücü ve imkanları nispetinde bunların yardımına koşmayanların akidelerinin bozulacağı imanlarının zevale uğrayabileceği zikredilen ayeti kerime ile alenidir. Zira ayeti kerimede müminlerin birbirlerinin yardımcısı ve dostu oldukları belirtilmektedir. Gayri Müslimlerden medet ummak ve bunu telkin etmek fasıklar güruhunun halidir.
Hadis-i Şerifte buyrulmaktadır ki!
“Komşusu aç kendisi tok uyuyan bizden değildir”
Açlık musibetinin şiddeti o denlidir ki kişinin imanının zevale uğramasına bile yol açabilecek nispettedir. Yani müminler böylesi musibetlere uğrayan mümin toplulukları yardımlarından tehir, terk veya mahrum ettiklerinde onları belki de imansızlık ateşine bırakmış oluyorlar ki alemlerin efendisi bu durumda olanlara sırtını dönüp adeta kulaklarını tıkayanları amellerine bakmaksızın belki de kendi ümmetinden saymayacağı ikaz ve ihtarında bulunmuştur. Açlığın giderilmesi öylesine elzem ve acil amellerdendir ki bunun indi ilahiyede ki faziletinin büyüklüğünü kemali ile idrak eden Osmanlı gayri müslim diyarlarında ki iman etmemiş insanlara bile kıtlık zamanında da gemiler dolusu erzak ve paralar göndermiştir.
Hadis-i Şerifte aşkın kıblesi buyurur ki!
“Doğuda bir müminin ayağına bir diken batsa batıdaki onun acısını duyar.”
Şu Somali’de ki çok ağır imtihana maruz kalan Osmanlı sevdalısı Müslüman kardeşlerimizin gözler önünde bir deri bir kemik haline gelip ölmelerini gören, hiçbir mümin olmasın ki yediği lokma boğazında düğümlenmeye ta ki bu musibetin telafisinde sahip olduğu makam, unvan, imkân ve nüfusu nispetince gayret ve infakta bulunduğunda bu halden kurtula…
Misafirleri için sakladığı hurmayı Rasûlullah fark ettiğinde Bilal’i Habeşi’den bunların ne olduğunu sormuştur. Bilal’i Habeş’i hazretleri misafirlere mahcup olmamak için onlara ikram etmek üzere bulundurduğunu söylediğinde Sultanı Enbiya Efendimiz buyurmuştur ki “Ya Bilal infak et arşın sahibi yerini doldurur” diye buyurmuştur.
Başka bir hadisi şerifte ise şöyle buyrulmuştur.
“Her şeyin bir anahtarı vardır. Cennetin anahtarı da fukarayı sevmektir.”
Bu afetin hem kısa, hem orta, hem de uzun vadeli yardım ve planlama ile bertarafı ancak mümkün olacaktır. Ulaşım mesafesi bunun külfeti, bölgenin coğrafi olumsuzlukları diğer nakliye ve giderler bu kardeşlerimizin belli bir kısmının toplu olarak bizim coğrafyamıza geçici de olsa nakillerini evla kılmaktadır. Bunun için ilk aşamada Kıbrıs ta oluşturulacak kamplara 200.000 kişilik bir grubun yerleştirilmesi makul ve uygun olup Ümmeti Muhammed için de belki de fetretten kurtuluşuna, felaha ermesine vesile olacaktır.
Şimdi her kesin müştereken bu müşkülatı çözmesi için tüm dergi, gazete, TV, Radyoların, banka ve finans kurumlarının, vakıf ve derneklerin, devletin ilgili kuruluşlarının müşterek çalışmasına, halkın iştirakini temin etmek için görev zamanıdır. Misyonerlerin haç kolyesi karşılığı ekmek tuzağına bu insanların düşmesine engel olunmalıdır.
Cenab-ı Hak Ümmeti Muhammedi sahipsiz bırakmasın.
Muhammed Hasan Medineli – 30 Mart 2017