Cihad

CİHAD

Cihad kelime olarak “El Cehd” veya “El Cühd” kökünden gelir,düşmana karşı bütün gücü ile
çalışmak demektir. Diğer bir manası da meşakkate tahammül ederek çok çalışmaktır.
İçtihad kelimesi de bu köktendir. Mücahede de cihad gibidir. Mücahade düşmana karşı
savunmada bütün gücü ortaya koymak, sarfetmek demektir.
Şer’i istilah olarak cihad “Allah yolunda düşmanla savaşmaktır”. Allah yolunda demek:
“Allah’ın sözünün en üstün olması için yapılan cihad” demektir. Kur’anı Kerimde ve Hadis-I
Şeriflerde bu ameli işleyenler övülmüştür.
İslam, tağuta boyun eğmeyi hodperestlik ve putperestliği yasaklar, Cenab-ı Hakk’a ve onun
buyruklarına teslim olmayı emreder.
İslamiyette cihadın, düşmanla savaşmanın farz kılınmasının sebebi; zulmü, şerri ,hodperestlik
ve putperestliği, fesadı önlemek, yeryüzünde hayrı ve iyiliği hakim kılmaktır. İslamı en güzel
bir şekilde ilim ve hikmetle tanıtmak, Allah sözünü en üstün tutmak, zulmü,kötülüğü,
Müslümanlara inkarcılar ve ehli küfür tarafından gelecek zararı bertaraf etmek, önlemektir.
Müslümanların varlıklarının düşmanın zararından, tahrip ve tecavüzünden korunmasıdır.
Hülasa olarak beş emanı sağlamaktır.

İslam hayrın bütün insanlığı kucaklayacak şekilde yaygınlaşması, barış ve güvenin devamlı bir
şekilde korunması için , Müslümanların her yönden kuvvetli olmaları gerektiği zaruretini de
ortaya koymuştur. Bu hakikat Kur’an-ı Kerimde şöyle beyan edilir:
“Onlara ( düşmanlara ) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen
atlar hazırlayın, onunla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin
bilmediğiniz , Allah’ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız
size eksiksiz ödenir , siz asla haksızlığa uğratılmazsınız” Enfal Suresi , Ayet 60

Hazırlanması istenilen bütün bu güçlerden maksat, toplumun vahdetinin korunması, dıştan
gelecek tecavüzlerin bertaraf edilmesi, bilinen ve bilinmeyen düşmanların caydırılmasıdır.
Bunların hepsinin üzerinde Allh’ın buyruğunun, üstünlüğünün korunmasıdr.

Üstâd-ı Âzam